Bu yıl, Türkiye ile Rusya arasındaki diplomatik ilişkilerin 105. yıl dönümünü kutluyoruz. Tarihsel bağları, politik gerginlikleri ve ekonomik iş birliğini göz önünde bulundurduğumuzda, iki ülke arasındaki ilişkiler oldukça karmaşık bir yapıya sahip. Bu yazıda, Rusya-Türkiye ilişkilerinin tarihçesine, günümüzdeki durumuna ve gelecekte neler beklenebileceğine dair derin bir bakış sunacağız.
İki ülke arasındaki diplomatik ilişkilerin temelleri 18. yüzyılın sonlarına kadar uzanıyor. Ancak, 1917’deki Bolşevik Devrimi sonrasında, Türkiye Cumhuriyeti ve Sovyetler Birliği arasında yeni bir dönem başladı. Türkiye, 1920'lerde Sovyetler Birliği ile dostluk ve karşılıklı yardımlaşma anlaşmaları imzaladı. Bu ilişkiler, Türkiye’nin 1923’teki cumhuriyet ilanının ardından da devam etti.
Soğuk Savaş dönemi boyunca, ilişkiler çeşitli zorluklarla karşılaştı. Türkiye’nin NATO’ya katılmasıyla birlikte, Batılı ülkelerle yakınlaşması, Sovyetler Birliği ile olan ilişkilerini zor bir duruma soktu. Ancak, ilişkiler her zaman tamamen kopmadı. 1980’lerde, ekonomik iş birliği ve üçüncü ülkelerdeki ortak projeler ile ilişkiler yeniden canlandı.
1991’de Sovyetler Birliği'nin çöküşü, Rusya ile Türkiye arasındaki ilişkilerin yeni bir boyut kazanmasını sağladı. 2000’lerin başında, her iki ülkenin de liderleri, iki yönlü ekonomik ve siyasi ilişkileri geliştirmeye yönelik adımlar atmaya başladı. Bu dönemde enerji, savunma sanayii ve ticaret alanlarında önemli projeler hayata geçirildi.
Günümüzde Türkiye-Rusya ilişkileri, birçok alanda iş birliğini beraberinde getirirken, aynı zamanda rekabeti de sürdürüyor. Enerji sektörü, iki ülke arasındaki ilişkilerin en önemli ayaklarından biri. Türkiye, Rusya’dan doğalgaz ithalatında önemli bir pazar konumunda. Özellikle TürkAkım Projesi, iki ülke arasındaki enerji bağlarını güçlendiren önemli bir adım oldu.
Ancak, Suriye, Libya ve Kafkaslar gibi bölgesel krizlerdeki farklı çıkarlar, iki ülke arasında zaman zaman gerilimlere yol açabiliyor. Özellikle Suriye’deki iç savaş, Türkiye ve Rusya’nın karşıt taraflarda yer almasına neden oldu. Bununla birlikte, her iki ülke bu durumu dengelemek ve ortak çıkarlarını korumak adına diplomatik kanallardaki iletişimi sürekli kılmak için çaba gösteriyor.
Ekonomik alanda ise, 2020 yılında imzalanan 100 milyar dolarlık ticaret hedefi, iki ülkenin ekonomik ilişkilerini pekiştirdi. Türkiye; gıda, tarım, yapı, turizm ve otomotiv gibi sektörlerde Rus pazarında önemli bir yer edinmeye çalışıyor. Özellikle Türkiye’ye yapılan turist akını, iki ülke arasındaki ekonomik iş birliğinin önemli bir göstergesi.
Sonuç olarak, 105 yıllık diplomatik ilişkiler, tarihsel zorluklar ve başarılarla dolu bir yolculuk. Her iki ülke de iş birliği temelli ilişkilerini geliştirmek için çaba gösterse de, farklı çıkarlar ve siyasi duruşlar, elbette ki zorluklar yaratabiliyor. İlişkilerin geleceği, iki ülkenin de uluslararası ilişkilerdeki dengelerini ne ölçüde koruyacaklarına bağlı olarak şekillenecektir. Yakın coğrafyadaki dinamiklerin sürekli değiştiği günümüzde, Türkiye ve Rusya'nın bu eşsiz ilişkileri nasıl evrileceği, önümüzdeki yıllarda merakla bekleniyor.
Sonuç olarak, Rusya ve Türkiye, 105 yıllık diplomatik ilişkileriyle birçok zorluk ve fırsatla karşı karşıya kalmaya devam ediyor. Bu ilişkilerin nasıl şekilleneceği, hem bölgesel hem de küresel dinamikler açısından büyük bir önem taşıyor.