Titanik, 15 Nisan 1912 tarihinde batmasıyla tarihe damgasını vurmuş en ünlü yolculuklardan birini temsil etmektedir. Yüzyıllar boyunca süren geminin trajedisi, belgesellerden filmlere kadar pek çok yapımda ele alınmıştır. Fakat, bu efsanevi gemide bir yolcunun yaşadığı ilginç olay, onun hikayesini daha da dikkat çekici kılmaktadır. Bir yolcu, Titanik'e binmemesi gerektiği halde, onu nasıl buldu? Bu trajik olayın arka planında neler yatıyor?
Baltimore doğumlu olan bu yolcunun ismi Edgar "Eddie" B. Shaw’dır. 22 yaşında, Amerika’nın kuzeydoğusundaki bir şehirde yaşamaktaydı. Eddie, ailesinin maddi durumunun zayıflaması sebebiyle, yeni bir hayat arayışı içindeydi. Geminin İstanbul’a gideceği ve ardından Avrupa’nın çeşitli şehirlerinde duracak olması, onun için büyük bir fırsat sundu. Ancak, asıl ilginç olan şey, Eddie’nin aslında bu yolculuğa katılmaması gerektiği ve geminin son seferine geç kaldığıdır.
Eddie, sefer tarihinden önceki günkü bir kaza geçirerek hafif yaralanmıştı. Bu sebeple ailesi, onun seyahate çıkmasını istemedi. Ancak, Eddie inatla ailesinin endişelerini dinlemeyip, gemide yer bulmayı başardı. Zevkli bir maceraya hazır yola çıkan Eddie, belki de hayatının hatasını yaptı. Titanik'e binerken, bu gezinin son derece güvenli olacağını düşündü. Ancak, bu düşünce hayatının, hatta tarihinin en büyük hatalarından birini oluşturdu.
Titanik, 10 Nisan 1912'de Southampton'dan hareket ederek Amerika'ya doğru yola çıktı. Gemi, ilk birkaç gün boyunca yolcularına konforlu bir seyahat sundu. Ancak, hepimizin bildiği gibi, 14 Nisan gecesi, Titanik, buzdağına çarparak su almaya başladı. Yolcular arasında paniğe neden olan bu durum, Eddie’nin hayatında gözle görülür bir değişime yol açtı. Aslında, hayatta kalılması gereken 700 yolcudan sadece 500’ü kurtarılabilmişti. O nedenle, Eddie’nin bu trajedinin ortasında hayatta kalması, şanslı olup olmadığı sorusunu akla getiriyor.
Eddie, gemideyken çarpışma anında bir üst katda bulunmaktaydı. Olayın şok edici efectinden kurtulan Eddie, su alan bölümlerin hızla dolmasına tanıklık etti. Titanic'in sıradan bir yolcu olarak bulunmasına rağmen, kendi hedefleri ve yaşamının kırılma noktaları arasında gibiydi. Sonunda, Eddie’ye şansı yaver gitti ve cankurtaran botlarından birine zamanında çıkmayı başardı. Fakat, onca kaybın içerisinde hayatta kaldığı için karmaşık duygular içinde savaşıyordu.
Olay sonrası, Eddie'nin yaşadıkları, bir yandan bu facianın büyüklüğünü ortaya koyarken, diğer yandan insanoğlunun hayatta kalma arzusu üzerine düşündürücü bir fikir ile karşı karşıya getirdi. Eddie'nin hikayesi, biridir kaybın acısını, diğeri ise hayatta kalmanın getirdiği karmaşa ve sorumluluk duygusunu içermektedir.
Titanik'in batmasının ardından birçok kayıp aile ve sevilen kişiler geri dönmemiştir. Ancak, Eddie’nin bu talihsiz yolculuktan kurtulmuş olması, büyük tesadüflere bir örnek teşkil etmektedir. Geçmişte bu ve benzeri olaylar, insan hayatını şekillendiren kaçınılmaz kader anları olarak anılmalıdır.
Şimdi, Eddie’nin hayatta kalma hikayesi, Titanik literatüründe belki de en etkin anlatımlardan biridir. Bu hikaye, aynı zamanda yolculuk döneminin insani duygularını, umutsuzluğu ve umut arayışını da temsil ediyor. Tarihin derinliklerinde kaybolan yolcularla birlikte Eddie’nin adı da anılacak, yaşadığı travma ise hafızalarda yer edecektir. Hayatta kalma mücadelesi hikayesi ile Eddie, Titanik faciasının sembollerinden biri haline gelmiştir.
Son olarak, Titanik faciasının ardından geçen yüzyıl boyunca, Edward B. Shaw’un hikayesi, sadece trajedi ve kayıplarla değil, aynı zamanda hayatta kalmanın örneği olarak kendine yer bulmayı başarmıştır. Özgüven ve kararlılık, bazen bir yaralanma ile başlar ve kurtuluşa giden yollar karmaşık bir süreçte biçimlenir. Dolayısıyla, Eddie’nin hikayesi sadece bir kazadan fazlasıdır; o, insanın cesaretinden ve yaşam mücadelesinden bir kesittir.
Sonuç olarak, Titanik ve Eddie’nin hikayesi, bizlere hayatın ne kadar değerli olduğunu, her anın kıymetini bilmemiz gerektiğini hatırlatacak şekilde kaleme alındı. Geçmişte yaşanan bu üzücü olay, insanlık tarihi için önemli bir ders olmuştur ve Eddie’nin hikayesinin hatırlanmaya devam edeceği kesindir.