Son dönemde kadın sürücülerin, erkek sürücülerle yaşadığı tartışmalar sıkça medyaya konu olsa da, bir olayın yargı kararı ile sonuçlanması dikkatleri çekti. İstanbul’da yaşanan ilginç olay, bir sürücünün, trafikte tartıştığı başka bir sürücüye armut atması üzerine gelişti. Tarafların arasında yaşanan bu sıradışı olay, daha sonra mahkemeye intikal etti ve Yargıtay'ın son kararı, silahla tehdit ve yaralama eylemleriyle kıyaslandığında gündemi sarstı. İşte, armutun neden silah sayıldığına ve Yargıtay’ın çatışan bakış açılarına ışık tutan bu ilginç davanın detaylarına birlikte bakalım.
Olay, bir günde, İstanbul'un yoğun trafiğinde meydana geldi. İki sürücü, neden olduğu belirsiz bir sebeple trafikte birbirleriyle tartışmaya başladı. Böyle tartışmalar, çoğu zaman yol vermek veya şerit değişimi sebebiyle ortaya çıkar, ancak burada durum biraz farklıydı. Kavganın ardından bir sürücü, diğerinin aracına armut attı. Olay, gözü pek bir kameraman tarafından kaydedildi ve sosyal medyada hızla yayıldı. Armut atmanın bir tehdit unsuru olup olmadığı ise yasal olarak sorgulanmaya başlandı.
Olayın mahkemeye taşınmasının ardından, ilk derece mahkemesi armut atmayı, silah kullanımı sayılarak yargılama yapılmasına karar verdi. Ancak asıl tartışma, Yargıtay’ın bu konudaki son kararında yaşandı. Yargıtay, ‘Herhangi bir nesnenin, taşın veya yaralanmaya neden olacak herhangi bir maddenin, bir insanın psikolojik veya fiziksel sağlığına yönelik bir tehdit oluşturması durumunda, bu nesneyi kullanan kişi, silah olarak değerlendirilmelidir’ hükmünü açıkladı. Yargıtay, armutun sert bir nesne olarak algılanması ve hadisenin trafik güvenliğini tehlikeye atması sebebiyle, mahkeme sürecini derinleştirmiş oldu.
Bu karar, sadece armutun değil, trafikte sıkça karşılaşılan diğer tartışma nesnelerinin de nasıl değerlendirileceği noktasında emsal teşkil ediyor. Yargıtay, armut atma gibi durumların, kasten yaralama veya sarkıntılık suçlarıyla birleştiğinde, tehdit unsuru olarak kabul edilmesi gerektiğini savunuyor. Bu karar, hem sürücüler için bir ders niteliği taşıyor, hem de trafikte yaşanan gerilimlerin ne denli tehlikeli olabileceği gerçeğini gözler önüne seriyor.
Sonuç olarak, trafikte daha dikkatli olunması ve tartışmaların fiziksel bir çatışmaya dönüşmemesi adına, bu dava önemli bir hukuki referans oluşturdu. Yargıtay’ın kararının ardından, sürücülere hitap eden güvenli sürüş kampanyalarının artması bekleniyor. Gerçekten de, bir armutun, kanundaki tanımlarıyla silah sayılabileceği bu dersi yaşayan her sürücü, trafikte daha dikkatli olmaları gerektiğini anlamış olmalı. Artık, basit tartışmalardan doğabilecek tehlikelerin boyutunu alma zamanı gelmiştir. Trafikteki her sürücünün emniyetini sağlamak ve bu tür olayların önüne geçmek için gerekli adımlar atılmalı.